Enstitü Sosyal yazdı: Zorunlu eğitimin süresi mi, içeriği mi daha belirleyici?
Enstitü Sosyal tarafından “Lise Eğitiminde Bütünsel Dönüşüm İhtiyacı” başlıklı politika notu yayınlandı. Türkiye’de lise eğitiminin dönüşümü; gelişimsel psikoloji, toplumsal adalet, üretkenlik, demokratik katılım ve kaynak tahsisi gibi temel eksenler üzerinden bütüncül bir bakışla değerlendiriliyor.
İVEDİLİKLE ELE ALINMALI
Dr. İpek Coşkun Armağan ve Doç. Dr. Turgay Öntaş tarafından kalema alınan politika notunda yapılan analiz amacında şunlar öne çıktı:
Türkiye’de lise eğitiminin dönüşümüne dair tartışmaların hâlen sanayi toplumun gerektirdiği tezlerle yapılıyor olmasının ve konunun sloganik ifadelere indirgenmesinin sınırlayıcı etkisini eleştirel bir bakışla ortaya koymaktır. Lise eğitiminin süresi, mahiyeti, eğitim yaklaşımları ve yöntemleri Türkiye’de ivedilikle ele alınmalı; konuya ilişkin Enstitü Sosyalin de öncülük ettiği Lise Eğitiminde Dönüşüm Çalıştayları serisine benzer istişare mekanizmaları oluşturulmalıdır. Türkiye, 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde nasıl bir lise eğitimi istediğini, istenilen lise eğitiminin bireysel ve toplumsal etkilerini dikkate alan, geniş perspektifli bir politika planlaması yapmak zorundadır.
Zira liselerin mevcut durumu ve uzayan zorunlu eğitim süreleri, lise eğitiminin gençler için cazibesini yitirmesine neden olmaktadır. Nitekim son yıllarda öğrencilerin bir kaçış planı olarak açık liseye yönelmesi ve açık liseye geçişte artan talep, lise eğitiminin bugünkü halini, süresini ve yaklaşımlarını değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır (Enstitü Sosyal,2024). Bu politika analizi, lise eğitimine dönük tartışmalara gelişimsel psikoloji perspektifinden ergenlik ve kimlik gelişimi; sosyoekonomik farklılıklar temelinde toplumsal adalet; eğitim-iş yaşamı ilişkisi üzerinden üretkenlik, girişimcilik, verimlilik ve mesleki yönelim; kültürel kodlar bağlamında aidiyet ve bütünleşme gibi çok katmanlı başlıklarda bütüncül bir değerlendirme sunarak yeni bir tartışma zemini önermeyi amaçlamaktadır.
TABANDAN GELEN AÇIK TALEP
Raporun sonuç kısmında ise şu ifadeler yer aldı: Lise eğitiminde bütüncül bir bakış ve değişim ihtiyacı tabandan gelen açık bir taleptir. Tüm veriler ve yönelimler de bu talebe işaret etmektedir. Böyle bir durumda liseleri mevcut durumunda bırakmak, çocukların ve gençlerin iyi oluşu, öğretmenlerin iyi oluşu, kamu kaynaklarının verimli harcanması vb. pek çok parametre ile tutarsız sonuçların alınmasına sebep olacaktır. Bu yüzden analizde lise eğitimi geniş ve bütüncül bir perspektifle değerlendirilmiş ve nüanslara dikkat çekilmiştir.
Atılacak adımlar gelişimsel psikoloji, toplumsal adalet, kültürel çeşitlilik, üretkenlik ve demokratik katılım gibi çok yönlü boyutlarla ele alınmalıdır. Dönüşüm süreci “Ne kadar sürecek?” sorusu yerine “Kimi, neye ve nasıl hazırlayacak?” sorusunu merkeze almalıdır.
Dönüşüm, disiplinler arası müfredatları, öğretmen desteğini, esnek ve kişiselleştirilmiş öğrenme yollarını ve veri temelli yönlendirme sistemlerini içermelidir. Kaynakların erken çocukluk ve temel eğitime yönlendirilmesi hem bireysel gelişim hem toplumsal fayda açısından daha verimli olacaktır. Lise eğitimi esnek, kapsayıcı ve gelişim temelli bir yapıya kavuştuğunda öğrencilerle birlikte toplumun da geleceğine katkı sağlayacaktır.
